Genellikle üzgün ve kızgın olduğumuz zamanlarda gözyaşlarımıza engel olamayız ve ağlarız. Ağlamak, çoğu zaman kötü ruh halimizin bir sonucu olsa da gözlerimizin sağlıklı kalmasını sağlar. 

Ağlamak…

Gözyaşlarımız gözlerimizi koruma görevini üstlenir. Nasıl mı? Gözyaşları gözümüzdeki saydam tabakanın kurumasını engeller. Ayrıca antikor içerdikleri için de kana dışardan giren zararlı maddelerin göze girmesine engel olup, bizi bakterilerden korurlar. 

Hem hiç farkettiniz mi? Gözümüze birşey kaçtığında gözümüz hemen sulanır. Bu durumda gözyaşı bezleri hemen çalışmaya başlar ve gözyaşı salgılayarak göze giren cismin dışarı atılmasını sağlar. Bir insan tüm yaşamı boyunca vücudundan 80 litre gözyaşı akıtıyor...

Hiç bebekleri izlediniz mi? Onlar çok ağlarlar… Aslında gözyaşları onlar için bir dildir. Acıktıklarında kalkıp kendilerine sandöviç hazırlamaları imkansız olduğundan çareyi ağlamakta buluyorlar. Ebeveynlerine birşeylerin yolunda olmadığını, acıktıklarını, altlarını pislettiklerini başka türlü haber veremeyecekleri için tek çareleri ağlamaktır. Bebekler bunu hiç bir yardım ve ders almadan yapabilir. Çünkü bu yetenek insanlara doğuştan verilmiştir. 

Gözyaşı deneyleri…

“Gözyaşları nereden gelir? Ağlamaya neden engel olunamaz? İnsanlar nelere ağlar? Neler hissederler ağlayınca veya ağladıktan sonra?” gibi bir çok soru vardır belki hepinizin kafasında takılı kalan. William Frey, bu sorulara cevap bulmaya çalışmış bir gözyaşı uzmanıdır. Onun da kafasına böyle birçok soru takılınca bunları araştırmaya karar vermiş. Birçok insan üzerinde çeşitli deneyler yapmış. Onları değişik yöntemlerle ağlatmaya çalışmış ve incelemiş. Bazılarının gözlerine soğan tutmuş ağlasınlar diye. Bazılarını da gerçekten çok üzülecekleri filmler seyrettirip ağlattırmaya çalışmış. Sonuç olarak gerçekten de insanlar ağlamışlar. 

Gözyaşları nereden gelir?

Sizce tüm bu gözyaşları nereden geliyor? Gözün üst dış tarafında bulunan gözyaşı bezi ve göz yüzeyindeki gözyaşı hücreleri gözyaşlarının oluşmasını sağlar. Orada her gün fındık büyüklüğündeki gözyaşı bezleri bir parmağın yarısı kadar gözyaşı üretirler. Gözkapağının her bir hareketiyle oluşan gözyaşı saydam tabakaya yayılır. Ardından gözyaşı kanallarının yüklü olduğu içteki göz ucuna akarak orada bekler. Son olarak da bu kanal sayesinde biriken gözyaşları burun kemiğinden aşağı akar. İşte bu nedenle ağlama nöbetine yakalandığımızda ilk iş olarak burnumuzu sileriz. Ancak çok fazla gözyaşı akıttığımızda gözyaşları büyür ve kocaman damlalar halinde yanaklarımızdan süzülür

William Frey, yaptığı araştırmalar sonucunda gözyaşı döken insanların bunun sonunda büyük bir rahatlama hissettiklerini keşfetmiş. Çünkü onları üzen filmler izlediklerinde salgıladıkları gözyaşında sadece su. tuz ve yağ bulmamış. Tersine içinde ayrıca bizi mutsuz yaptığını düşündüğü yumurta akı maddeleri de bulmuştur. Bu arada belirtmeliyiz ki gözyaşı su, tuz ve yağdan meydana gelen bir karışımdır. Bu nedenle Frey, insanların ağladıktan sonra daha rahat ve mutlu olacaklarını, çünkü gözyaşları sayesinde vücudu mutsuz yapan maddelerin atıldığından bahseder. 

Oysa başka bilim adamları da aynı testleri uygulamış ve insanların kendilerini üzen filmler izlediklerinde daha da kötü olabileceklerini keşfetmişlerdir. Yani böylece insanların bir kızmı kendini iyi hissederken, diğer kısmı gözyaşları yüzünden kötü hissedebilmektedir. Bazı bilim adamları insanların gözyaşlarını daha çok ilgi görmek istediklerinde akıttıklarını, ilgi görünce de kendilerini çok daha iyi hissettiklerini savunur. 

Farklı kültürlere göre ağlamak…

Ancak ağlayan insanların hepsi de hemen ilgi görmüyor. Bazı kültürlerde ağlamak çok farklı anlamlara gelebiliyor. Örneğin Nijerya'da bir bebek ağladığında annesi ona sarılıp susturmak yerine bir şaplak atıp umursamıyor. Bu “buna alış yoksa kötü olur” anlamına geliyormuş ve bebek bir süre sonra ağlamayı kesiyormuş. Tabii Nijeryalılar için böyle.

Sizce hayvanlar da ağlar mı? Hayvan bakıcıları fillerin üzgün olduklarında gözyaşı döktüklerini iddia etse de bu henüz tam kanıtlanmış birşey değil. Sonuçta fillere bunu sormak mümkün olmadığına göre… Ancak bu konuda da deneyler devam ediyor. 

Bu yüzden ağlamaktan sakın utanmayın, çünkü ağlamak sağlıklıdır... Ancak siz siz olun yine de hep sevinç gözyaşları akıtın.